Açıklama
Osman Aydoğuş: Konutta Hızlı Büyüme ve Çöküş Döngüsü: İspanya, İrlanda ve Türkiye
Hasan Ersel: Bir Kamusal Mal Olarak Ulusal Savunma ve Savunma Sanayi
Dani Rodrik: İktisadı Neoliberalizmden Kurtarmak
Özgür Orhangazi: Günümüz Kapitalizminde Finansın Rolü Üzerine Birkaç Not
Metin Sarfati: Bir Kentin ve Bilgesinin Bugüne Dersleri ve Soruları (III)
Metin Akpınar: Fark Yaratanlar- Röportaj
Burcu Türkcan: öHiyerarşiye Alternatif Bir Sentez: Panarşi
Nalan Terzioğlu-Turan Subaşat: İhracatın İthalata Bağımlılığındaki Artış Cari Açıkların Belirleyicisi Değildir
Bayram Ali Eşiyok: Marmara ve İstanbul’da Yaşanan Tehlikeli Kutuplaşma
Osman Arolat: Cari Açık Konusunda Bir Araştırma
İsa Bucak: Devletin Medyasından, Medyanın Devletine: Cahildim, Medyanın Rengine Kandım!
EDİTÖRDEN: Metin Akpınar İTD’nin Konuğu Oldu
Türkiye ekonomisi 2007 krizine, ülke yönetiminin tümü ile tek partiye devredildiği bir yılda girdi, Cumhurbaşkanlığı iktidar partisine geçti. Gücün tekilleşmesi de bu tarihte başladı. Eleştiri olmayınca hatalar da arttı, riskler birikti. Türkiye, bu gelişimin sonuçlarını 2016 yılından bu yana yaşamaya başladı. Önce başarısız bir dinci darbe ile karşı karşıya kaldı, döviz kuru arttı, enflasyon oranı yükseldi, ülke OHAL ile idare edilmeye başlandı. Bunların üstüne bir de yıllardır dış politikada yapılan yanlışlıkların yükü bindi.
On beş yıldır ekonomide kayırılan sektör konumundaki inşaat sektörü tüm bu gelişmelerin ve stokların yükselmesi nedeni ile teklemeye başladı. Televizyonlardaki reklamların yüzde 70’i inşaat firmalarına ait hale geldi. Sektör, krizin eşiğinde diyebiliriz. Osman Aydoğuş bu durumu İspanya ve İrlanda örneği çerçevesinde irdeledi. Sanırım bu kapsamda ilk defa böyle bir yazı yayımlanıyor.
İzlenen dış politikanın etkisi ile son zamanlarda “milli tank”, “milli uçak” üretmek gibi söylemler aldı başını gidiyor. Kendimi 1970’li yıllarda N. Erbakan’ın milli motor, milli ağır sanayi hamlesi başlattığı günlerde gibi hissettim. Onlar tabelada kalmıştı. Bu kargaşada yön bulmak zordur. Hasan Ersel kamusal mal kavramı çerçevesinde savunma sanayisini ele aldı. Sanırım bu makale kargaşaya en azından düşünce boyutunda son verecek.
Metin Akpınar, Türk tiyatrosunun en önemli temsilcilerindendir. Aynı zamanda bir cumhuriyet aydınıdır. Kendisi ile uzun ve keyifli bir sohbet yaptık, yaşananları paylaştık. İTD olarak böyle bir söyleşi imkânı verdiği için Metin Akpınar’a teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız.
İTD’nin bu sayısı da yine son satırına kadar okunacak bir dergi oldu. Çalışmaya devam ediyoruz. Keşke daha özgür ve barışçıl bir dünyada ve ülkede çalışsa idik, demekten de vazgeçmiyoruz.
Sevgiyle ve okuyarak kalın.
Ö. F. Çolak
