Açıklama
ÖN OKUMA İÇİN TIKLAYINIZ
Dünya henüz 2008 Krizi’nin etkisinden çıkamamışken, farklı bir kriz tüm ekonomileri derinden sarstı. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19, bir seri ihmal ve vurdumduymazlığın da etkisiyle kısa süre içerisinde tüm dünyaya yayıldı. Küresel ölçekte karantina önlemleri alındı, ülke ekonomileri çökme noktasına geldi. Ülkeler, salgınla savaşırken farklı yöntemler kullandı. Bazıları kullandığı yöntemlerle salgını derinden körükledi, bazıları ise bu felaketi çok fazla büyümeden kontrol altına aldı.
Salgınla birlikte dünya ekonomisi önce talep, ardından da arz yönlü şoklara maruz kaldı. Salgınla mücadelenin finansmanını sağlamak için ülkeler, iktisadi teorilerin sınırlarını aştı; yeni arayışlara yöneldiler. COVID-19 salgınıyla birlikte iktisadi, siyasi, çevresel vb. birçok sorun gün yüzüne çıktı.
Salgın Ekonomisi kitabı, 13 farklı üniversiteden 24 akademisyenle birlikte bu çok boyutlu krizi farklı çerçevelerden irdeliyor.
Şevket Pamuk, geçmişten günümüze yaşanan salgınların iktisadi etkilerini incelerken, COVID-19 salgınını tarihsel bir perspektifte ele alıyor. İlhan Tekeli, kentler ve sağlık sisteminin oluşumundan başlayarak günümüze değin salgın olgusu ve kentleşmenin etkileşimini irdeliyor ve COVID-19 sonrası yaşamın nasıl olacağına dair öngörülerini paylaşıyor. Ayça Tekin-Koru, salgın ve küreselleşmenin etkileşimini; ticaret, üretim, tüketim, çevre, teknoloji, göç ve sağlık çerçevesinde inceliyor. Nazire Nergiz Dinçer, COVID-19 salgınının dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini aktarırken; Ahmet Atıl Aşıcı, iklim krizi ve COVID-19 arasındaki ilişkinin fotoğrafını tasvir ediyor. Ege Yazgan, salgınla birlikte dış ticarette yaşanan ve yaşanabilecek sorunlara değiniyor ve bunu küresel değer zinciri kapsamında ele alıyor. Ersin Kalaycıoğlu, Türkiye’de salgının yaratacağı siyasal etkileri değerlendirirken, Ebru Voyvoda ve Erinç Yeldan, değerlendirmenin ekonomi ayağını makroekonomik denge analiziyle bulguluyor. Osman Aydoğuş ise, Türkiye’de salgın sürecinin dününü ve bugününü değerlendirirken; yarını için farklı senaryolar oluşturuyor. Öner Günçavdı, piyasacı ekonomik düzenin zaaflarını vurguluyor; yetersiz büyüme, işsizlik, gelir eşitsizliği ve yoksulluğun salgın sürecinden sonra etkilerinin daha artacağını öngörüyor. Ömer Faruk Çolak, salgının ekonomi politiğini irdeliyor: Henüz 2008 Krizi’nin etkisiyle borç ve büyüme krizi içerisinde bulunan dünya ekonomisinin salgınla birlikte uyguladığı genişlemeci politikaların gelecekte ciddi bir enflasyonist baskı yaratacağını vurguluyor. Güven Sak, COVID-19’un etkisiyle bazı çalışanların evden çalışmaya başlaması ve işletmelerin bu durumla nasıl intibak edeceklerini sorguluyor. Seyfettin Gürsel ve Gökçe Uysal, salgın sürecinde Türkiye’de işgücü piyasasını değerlendirirken; Serdar Sayan ve Pınar Kaynak, Türkiye’de ve dünyada işgücü piyasalarının salgınla birlikte geldikleri konumu aktarıyor. Ceyhun Elgin ve Abdullah Yalaman, salgına karşı gerçekleştirilen teşvik paketlerini inceliyor ve bu paketlerin Türkiye’de uygulanan paketlerle bir karşılaştırmasını sunuyor. Alper Duman, salgın ve sermaye birikim sürecini irdelerken, Oğuz Esen, salgının ve online eğitime geçişin, yükseköğrenim üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Funda Barbaros ve Özge Erdölek Kozal ise, son yıllarda oldukça tartışılan gıda güvenliği konusunu masaya yatırıyor.